Cinsellik, yalnızca fizyolojik bir ihtiyaç ya da ilişkilerin özel bir boyutu değildir; cinsellik ilişkinin yalnızca bir parçasıdır. Aynı zamanda bireyin ruhsal yapısını ve duygusal bütünlüğünü doğrudan etkileyen bir alandır. Özellikle Türkiye gibi toplumsal tabuların hâlâ güçlü olduğu kültürlerde, kadınların cinsellikle kurduğu ilişki, zaman zaman bir baskı, suçluluk ve yalnızlık deneyimine dönüşebiliyor. Bu da depresyon gibi ruhsal sorunların temel nedenlerinden biri haline gelir.

Cinsellik, Beyin ve Kadın
Kadınlar, cinsel birliktelik sonrası daha yoğun şekilde oksitosin hormonu salgılar. Erkekler ise bu hormone cinsellikten önce salgılarlar. Bu hormon, bağlanma hissiyle ilişkilidir. Ancak eğer bu birliktelik sonrasında duygusal destek yoksa, kadınlar “duygusal boşluk” hissine sürüklenebilir. İlişkinin diğer aşamaları oluşmadan yaşanan cinsellik sonrası suçluluk duygusu, bedenle olan ilişkiyi zedeler ve depresyona sürükler. Zihin, cinselliği bir haz alanı değil, tehdit olarak kodlamaya başlar.

Toplumsal Baskı ve Tabular
Türkiye’de cinsellik hâlâ konuşulması ayıp sayılan, çoğu zaman kadınlar için bastırılması gereken bir konu olarak aktarılıyor. Sanki cinsellik sonrası suçluluk yaşanmak zorunda yoksa iffetsiz sayılırmış ya da eksiklik hissi devreye girer. Böylece aldığı hazdan dolayı da kendini suçlar ya da hazzı bastırır. Bu ikilem, kadınların kendi benlik değerlerini sağlıklı bir şekilde oluşturmasını zorlaştırıyor.
Psikolojik Sonuçlar
Suçluluk duygusu, bastırılmış arzular, sağlıksız bağlanma örüntüleri ve değersizlik hisleri zamanla depresif belirtilerle kendini gösterebiliyor. Kadınlar çoğu zaman cinsellikle ilgili konuları o kadar çok bbastırmıştır ki nedenini anlamadığı yorgunluk, isteksizlik ya da ilişkilerdeki anlaşmazlıklar olarak anlatır. Oysaki derinlerde cinsellikle ilgili çözümlenmemiş duygular bu ruhsal dağınıklığın kaynağı olabiliyor.

Terapi Ne Sağlar ?
Cinsel terapi ve bireysel terapi süreçleri, kadının kendi bedenine ve arzularına dair suçluluk duymadan konuşabileceği güvenli bir alan yaratır. Bağlanma sorunları çözülür. Bu süreçte kadınlar hem geçmiş inanç kalıplarını fark eder hem de ilişkilerinde sağlıklı sınırlar çizebilir. Cinselliği iyileşmenin bir aracı olarak kullanmak mümkündür.
TÜİK 2023 verilerine göre, Türkiye’de kadınların %36’sı ilişkilerinde duygusal tatminsizlik yaşadığını belirtmiştir. Psikolojik destek alan kadınlarda ise bu oran %15’e düşmektedir. Bu, psikoterapinin cinsellik ve ruhsal denge üzerindeki etkisini gözler önüne sermektedir.
Cinsellik Yük Değil, İlişkinin ve senin hayatının doğal bir parçası. Cinselliği ya bağlanmadan yaşayacaksın ya da temeli oluşmadan cinsellik yaşamayacaksın.
Kadının cinselliği suçlulukla değil, şefkatle sahiplenmesi gerekir. Cinsellik bir yük değil, iyileştirici bir temastır. Eğer sen de bu konuları konuşmaya hazırsan, profesyonel destekle başlayabilirsin.
Konya’da kadın bireysel ve cinsel terapi desteği için bize ulaşın…