İçinde bulunduğumuz son yüzyılda ve özellikle son yıllarda insanların hayatını kolaylaştıracak birçok önemli gelişmenin yanında savaşlar doğal afetler gibi olumsuz etkileri olan olaylarda yaşanmıştır. Bu olumsuz olaylar insanlar üzerinde psikolojik travmaya yol açmıştır. APA ’nın tanımına göre psikolojik travma, travmatik yaşantılar, ölün tehdidi ya da gerçek bir ölüm durumu oluşturan, insanların vücut bütünlüğüne yönelik bir tehdit oluşturan, kişinin kendi yaşantısı veya tanık olduğu olaylardır (1994). Pearlman & saakvitne ‘nin tanımına baktığımızda travma insanların fiziksel bütünlüğünü, yaşamsal faaliyetlerini tehdit eden ve duygusal anlamda bu durumla baş etmekte zorlandığı yaşanmış olaylar ve durulardır (1995).
Psikolojik travma oluşumlarına göre ikiye ayrılır. Bunlardan ilki doğal yollarla oluşan insan etkisinin olmadığı deprem, sel vb. doğal afetlerdir. İkincisi ise insanların oluşturduğu travmalardır. Bu ikinci kısımda kendi arasında ikiye ayrılır. Bunlardan ilki kaza yoluyla oluşan trafik, nükleer, uçak tren gibi kazalardır. İkincisi ise bilerek ve belli bir amaç doğrultusunda yapılan tecavüz, soykırım, savaşlar, işkence ve terör olayları gibi olaylardır.
Travma Kişisel Bir Olgudur
Aynı olayı yaşayan farklı bireyler bu olaydan farklı duygular ve etkiler yaşayabilir. Bu olayı yaşayan bazı bireyler için bu durum travma iken bazıları için olmayabilir. Olayın travmatik olup olmaması kişinin algılayışına, duygu ve düşüncelerini ne kadar olumsuz etkilediğine kişinin o olaya yüklediği anlama bağlıdır.
Olayın kişi tarafından algılanışı farklı olsa da eğer bir travma yaratıyorsa bu kişinin dili, dini, ırkı, cinsiyeti ne olursa olsun gösterdiği davranış, mimik, hisler, döngü ve tepki aynı olur. Bu aynı tepkiler psikolojinin uluslararası bir dili olduğunun göstergesidir.
Travmaya Yönelik Tepkiler Nelerdir ?
Duygusal tepkiler: Kişi travmatik bir olaya maruz kalmışsa yoğun stres altında olduğundan ortaya çıkan korku, üzüntü, karamsarlık, şok hali, suçluluk, çaresizlik, endişe, değersizlik, yabancılık, yalnızlık gibi duygusal durumların ilk iki hafta içinde görülmesi normaldir. Bu durum iki haftadan fazla devam ederse psikolojik bir soruna işaret edebilir.
Fiziksel tepkiler: Kişi yoğun stres altında bulunduğunda vücudunun sempatik ve parasempatik sistemine bağlı olarak baş ağrısı, mide bulantısı, kalpta ve boğazda sıkışmalar, iştahın artması veya azalması buna bağlı kilo kaybı/artışı, uyku problemleri, titreme vb. durumlar ortaya çıkar.
Zihinsel tepkiler: Kişi yoğun stres altında zihnini büyük kısmının olaya odaklanmasından dolayı zihnini etkin kullanamamasına bağlı olarak zaman/ mekan algısında düşüklük, hafıza problemleri, kafa karışıklığı, şaşkınlık, dalgınlık vb. tepkiler gözlemlenir.
Davranışşal tepkiler: Olaya bağlı yoğun stres durumlarında kişi evde, okulda, işteki arkadaşlık, eş, ebeveyn gibi rol ilişkilerinde güvensizlik, tedirginlik, içe kapanma, kendini yalnız ve reddedilmiş hissetme, ön yargılı davranışlarda artış ve bunu sürekli kontrol etme ihtiyacı olarak özetlenebilir.
Travma Sonrası Hangi Duygular Yaşanır ?
Travmatik olay sonrasında kişide üç ana duygu yaşanmaktadır. Bunlar :
1) Bir kısmı sorumlulara ancak büyük bir kısmı hedefe yönlendirilmiş yoğun öfke duygusu,
2) Eğer olayda bir kayıp yaşanmışsa buna ilişkin yoğun üzüntü durumu,
3) Olayın tekrar yaşanabileceğine ilişkin yoğun korku hissi.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)
Travmanın tanımına tekrar bakacak olursak kişi ölüm ya da ölüm tehdidi, vücut bütünlüğüne yönelik bir tehdit olaylarını kendisi yaşamış ya da böyle bir olaya şahit olmuştur. Kişi bu duruma karşı aşırı korku, çaresizlik veya dehşete düşme duygularıyla tepki vermiştir.
Yapılan araştırmalara göre travmatik olaydan sonra TSSB ‘ye yakalanma oranı bazı farklılıklar gösteriyor: kadınlar erkelerden 2-3 kat daha fazla, geçmişte psikolojik sorunlar yaşayanlar yaşamayanlara göre, yakınlarında psikolojik sorun yaşamış ya da yaşayanlar olmayanlara göre daha fazla risk altındadır.
TSSB Belirtileri Nelerdir ?
Travmatik olaylara maruz kalan her üç kişiden ikisi bu olayı hafif düzeyde bir stresle atlatabilmesine rağmen bu üç kişiden biri TSSB habercisi olabilecek daha yoğun stres tepkileri yaşamaktadır. TSSB belirtilerini maddeler halinde verecek olursak:
1) Olayla ilgili hatıralar sık sık göz önüne gelir,
2) Olayla ilgili sık tekrar eden kabuslar görülür,
3) Bazen olayı yeniden yaşıyormuş hissine kapılır ve o şekilde davranışlar gösterir.
4) Olayı hatırlatan en ufak ayrıntıda bile aşırı tepkiler verilir,
5) Olay anının önemli bir bölümü unutulur,
6) Olaydan önceki hayatında yaptığı, ilgi duyduğu ve zevk aldığı her şeye karşı önemli bir şekilde ilgi azalır,
7) Etrafındaki insanlardan uzaklaşma ve yabancılaşma hissedilir.
Bu belirtilerin 1 aya kadar yaşanması normal sayılırken bu süreden fazla devam etmesi bunun yanında kişinin sosyal ve mesleki hayatında bozulmalar ve uyku problemleri birkaç geceden fazla devam ederse psikolojik desteğe ihtiyaç vardır.
TSSB Riski Oluşturan Faktörler
Yapılan araştırmalara göre kişinin travmatik olaydan önce yaşamış olduğu benzer olayların olması ya da farklı stres oluşturan durumların içinde bulunması TSSB riskini arttırıyor. Bunun nedeni geçmişte olan olayların tekrar alevlenmesidir. Bunun haricinde belirlenen risk faktörleri ise şunlardır:
Olayı doğrudan kendisinin yaşamış olması,
Oluşumuna göre ikinci grupta yer alan insan eliyle yapılan travmatik olaya maruz kalınması,
Kadın, bekar, dul, çocuk ve yaşlı gibi daha mücadele imkanı az olan gruplar,
Tıbbi, psikolojik ve sosyal yardım ve destek kuluşlarına ulaşamamak ,
Düşük sosyo-ekonomik düzey,
Kişinin kendisinin ya da ailesinin geçmişinde psikolojik ya da psikiyatrik sorunlar bulunması vb. TSSB’ye yakalanma riskini arttırmaktadır.
Yapılan ilginç bir araştırma ise travmatik bir olay yaşayan kişinin beklenenin aksine aynı travmatik olay oluşturacak olayları ve durumları oluşturacak ya da oluşması ihtimal yer, zaman, kişi gibi ögelerin olduğu bir döngü içine girer. Bu bilinçli olarak yapılan bir durum olmamasına karşın kişinin bilinç altında buna iten nedenin hikayenin sonunu değiştirme isteğin duymasıdır. Geçmişte kontrol edemediği durumu kontrol altına alma gayretiyle aynı travmatik olayın içine girerek sürekli bir döngü oluşturur.
Bireylerin TSSB İle Mücadele Etmek İçin Başvurdukları Sağlıksız Yollar
1) Alkol ve madde gibi bağımlılıklar
2) Tehlike oluşturacak cinsel ilişki
3) Şiddet
4) Kendine ve çevresine zarar verici davranışlar
5) Aşırı ya da hiç yemek yememe davranışları
TSSB İçin Öneriler
Birey olaydan sonra yaşanan ve uzun süren, rahatsızlık veren duygu ve düşüncelerden kurtulmak istemektedir. Ancak unutulmamalıdır ki bu süreç öyle hemen olacak bir süreç değildir. Uzun zor ve acılı bir dönemdir. Bu dönemin aşamaları şöyledir:
1) Kabul: Kişi yaşananları inkar eder ya da düşünceleri bloke ederse iyileşme olmaz. Bunun için bireyin öncelikle TSSB ‘yi ve olayı kabul etmesidir.
2) Terapi: Öncelikten sonra önem sırasına gelirsek atılması gereken en önemli adım bir psikolojik danışmaya/ terapiye gitmektir. Bu süreçte danışman/terapist bireyle tam anlamıyla empatik bir bağ kurabilirse kişin tüm hayatı olumlu yönde değişebilir.
3) Hassasiyet azaltma: Terapiye başladıktan sonra çok duygusal ve acılı bir süreç fakat yaşanması gereken yüzleşmeye başlanır.
4) Yeniden işleme: terapistin yardımıyla yeniden canlandırma aşamasıyla beyin yeniden işlenerek olumsuz düşünce şekli değiştirilmeye çalışılır.
5) Yeniden yapılandırma: Kişi bu dönemde yalnızlaşma içine girmiştir ve bu şekilde yaşamak doğru olmadığından hayatına ona iyi gelecek aktiviteler eklenir.
6) Stresi azaltma: Stresi azaltmak için meditasyon, yoga, nefes egzersizleri gibi teknikler kullanılır.
7) Korkularla yüzleşme: Yeniden yapılandırma süreciyle birlikte tekrarlayan korkular gözlemlenebilir.
8) Zamana bırakma: En başta da belirtildiği gibi bu bir süreçtir. Bir gecede iyileşme beklenmemelidir.